Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Senaryo

Senaryo Nedir? Senaryo, bir filimin çevrilmesine temel olan ya da bir televizyon dizisinin gerçekleştirilmesine kılavuz olmak üzere hazırlanan metindir. Senaryo, seyircinin ne göreceğinin, ne işiteceğinin geliş sırasıyla gösterir. Senaristin işi, seyircinin peşine takılacağı bir düş ortamı tasarlamaktır. Senaryo, seyirciyle sinemanın yaratıcı tarafında çalışanların buluşmasını sağlayan bir kılavuzdur. Bir filmin başarılı olabilmesinin temel koşulu, içeriği ile biçimi ile iyi bir senaryosunun olmasıdır. Senaryo, hiçbir zaman roman gibi okunmak için yazılmaz. Senaryo oyuncular, görüntü yönetmeni ve tüm teknik ekip için yazılan ve filmi nasıl çekeceklerini anlatan bir belgedir. Genellikle 90 dakikalık bir süreyi kapsayan film senaryolarının uzunluğu ortalama 90 120 sayfa arasında olur. Sinema izleyicisi, sinema salonuna çeşitli beklentiler içerisinde gider: Korkacak, gülecek, ağlayacak, şaşıracak, eğlenecek, bilmediği şeyleri öğrenecek, beyaz perdeden yansıyan serüvenin içinde...

Tiyatro

Tiyatro Yaşanmış veya yaşanması mümkün olayların veya insan yaşamının çeşitli yönlerinin sahnede canlandırılarak oynanmasına yönelik yazılara tiyatro” denir. Tiyatro, dinsel törenlerden doğmuştur. Daha sonra dinden bağımsızlaşarak bir sanat hâline gelmiştir. Tiyatronun ortaya çıkışında, insanın doğa olaylarını kendi bedensel hareketleriyle simgesel olarak canlandırma çabaları yatar. Tiyatro eserleri genellikle, sahnede oynanmak üzere yazılır, ancak oynanmak için değil de okunmak için yazılan tiyatro eserleri de vardır. Tiyatrolarda bir öykü, sahne olarak ayrılmış yerlerde oyuncuların söz ve hareketleriyle canlandırılır. Tiyatro eseri, seyirciye ders vermek, onu düşündürmek, onu yorum yapmaya yönlendirmek amacını taşır. Bu bakımdan, pek çok sanatçı tiyatroyu okul olarak görmüş ve tiyatro aracılığıyla halkı eğitmeyi amaçlamıştır. Tiyatronun Öğeleri “Yazar”, “eser”, “oyun” ve “seyirci” unsurlarından oluşan tiyatrolar çoğu zaman yazılı bir metne dayanır. Bu metne ‘senaryo” denir. ...

Roman

Roman Genellikle insanların serüvenlerini, iç dünyalarını, toplumsal bir olay ya da olguyu, insan ilişkilerini ve değişik insanlık durumlarını yansıtmayı amaçlayan düzyazı türüne “roman” denir. “Roman” terimi, Roma İmparatorluğu içindeki halkların kullandığı bozulmuş Lâtinceye verilen addır. Bu bozuk Latince ile yazılan ilk destan ve halk öykülerine roman denmiştir. Bu terim, sonradan belli bir türün adı olmuştur. Uzun anlatıma dayalı edebiyat türlerinden biri olan roman; olayları yer, zaman ve şahıs kadrosu bütünlüğü ve uyumu içinde anlatır. Okuyucuyu çekebilecek nitelikte merak unsurları içerir. Sosyal yaşamda kişilerin veya ailelerin başlarından geçen ya da geçme olasılığı bulunan olayları yer ve zaman göstererek aktarır. Birbiriyle bağlantılı olayları temel bir düşünce etrafında birleştirerek yansıtır. Roman, hem bir gerçekliğin hem de düş gücünün ürünüdür. Yazar, anlattığı olayı, kişileri gerçekten olsa da bunları yeniden yaratarak verir. Bu bakımdan roman gerçek yaşamla...

Makale

Makale Herhangi bir konuda bilgi vermek, bir gerçeği ortaya koymak, bir tezi kanıtlamak veya bir düşünceyi savunmak amacıyla kaleme alınan ve temel öğesi fikir olan yazılara  “makale”  denir. Makalenin özellikleri şunlardır: Makalede temel unsur düşünce “fikir”dir. Yazar, herhangi bir konudaki görüşlerini, belli kanıtlar, belgeler, inandırıcı veriler kullanarak anlatmaya çalışır, böylece okuyucuyu bilgilendirmeyi amaçlar. Makalenin amacı; açıklama, eleştiri, tanıtım, bilgilendirme de olabilir. Ama genellikle eleştirel tutum ön plandadır. Makaleler, yazıldıktan sonra bir araya getirilerek makale kitapları şeklinde yayımlanabilir. Makalede açık, anlaşılır, ciddi bir dil kullanılır. Makaleler öğretici yazılardır. Bu nedenle yazar tutarlı, tarafsız, bilimsel bir üslûp kullanır. Makale Türleri Makaleler seçilen konuya göre uzun ya da kısa olabilir. Makale her konuda yazılabilir. Makalenin yazılacağı konu güncel olabileceği gibi, felsefi, bilimsel, sanatsal da ol...

Kelimede Anlam

Kelimeler de dil gibi canlı varlıklardır. Sahip oldukları anlamların dışında zamanla yeni anlamlar kazanabildikleri gibi bir anlamda birkaç kelime de kullanılabilir. Bu özellikler hem kelimenin kendisine ait olabilir, hem de diğer kelimelerle olan anlam ilişkisini gösterebilir. Burada kelimelerin anlam özelliklerinin yanı sıra kelimeler arasındaki anlam ilişkileri de karşımıza çıkmaktadır. Kelimeler tek başlarına anlamlı olabildikleri gibi cümlede veya söz içinde kullanılışlarına göre yeni anlamlar da kazanabilirler, aralarında anlamdaşlık sesteşlik gibi ilişkiler de barındırabilirler. Anlam Bakımından Kelimeler Gerçek Anlam (Temel Anlam) Kelimelerin taşıdıkları ilk ve genel anlama gerçek anlam denir. Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır. Kelimenin gerçek anlamı, herkesçe bilinen yaygın anlamıdır. Buna "temel anlam" da denir. Meselâ, “ağız” dendiğinde akla ilk gelen, organ adıdır. “göz” kelimesi de öyle. Soğuktan su boruları patlamış. Ayağında eski bir spor ayakkabı v...

Şiirde İmge

İMGE ♦ İmge (hayal), şiiri şiir yapan, onun özünü oluşturan öğelerden biridir.  “İmgesiz sanat olmaz; şiir ise hiç olmaz.” “Şiir, imgelerle düşünme sanatıdır.”  gibi birçok söz vardır ki şiirde imgenin önemini vurgular. İMGENİN VARLIK NEDENİ ♦ Dil, bilindiği gibi sınırlı sayıda sözcükten oluşur. Sözlükler, bir dildeki sözcüklerin tamamını olmasa da önemli bir kısmını bir araya getiren eserlerdir. Örneğin TDK’nin Türkçenin en kapsamlı sözlüğü olan Büyük Türkçe Sözlük’ünde 616.767 söz varlığı bulunmaktadır. Peki, bu söz varlığı, insanın duygu, düşünce ve hayal dünyasını ifade edebilmesi için yeterli midir? Ya da evrende var olan her şeyin karşılığı dilde de var mıdır? Kuşkusuz, ne insanın duygu, düşünce ve hayal dünyasına ne de evrenin zenginliğine bir sınır çizilebilir. Dilin bu sınırlılığı karşısında insan bazen kendini ifade etmekte yetersiz kalabilir.  Orhan Veli ‘nin “ Bir yer var, biliyorum/ Her şeyi söylemek mümkün/Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum/Anlatamıyorum “di...

Edebi Sanatlar

1.)TEŞBİH(BENZETME) Sözü daha etkili duruma getirmek için aralarında ilgi bulunan iki unsurdan güçsüzü olanı güçlü olana benzetmektir. Benzetmede dört unsur bulunur: a)Benzenen b)Benzetilen c)Benzetme Yönü d) Benzetme Edatı Bu öğelerin kullanılıp kullanılmaması açısından da üç çeşit benzetme vardır: Çocuk tilki gibi kurnaz biriydi. Minik yavrucak elma gibi kıpkırmızı yanaklarıyla gülücükler saçıyordu. Benzeyen Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden Toprağa diz vuruşu dağ gibi zeybeğin Binalar kale gibi olduğundan içeri girilemiyordu.  B.tilen B.nen B.E Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? B.tilen B.yen  Karısına yıllarca cehennem hayatı yaşattı. B.tilen B.yen  Muavin,yolculara: Pamuk eller cebe!    diye bağrıyordu. B.tilen B.yen 2.İSTİARE(EĞRETİLEME)   Benzetmenin asıl unsuru olan benzeyen ve benzetilenden yalnızca biri kullanılarak yapılır. a.)Açık İstiare: Benzeyenin bulunmayıp yalnızca benzetilenle yapılan istiar...